Law
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/10679/425
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 76
- Results Per Page
- Sort Options
ArticlePublication Unknown Judicial propriety in advisory opinions of the International Court of Justice(Inderscience Publishers, 2011) Başaran, Halil Rahman; Law; BAŞARAN, Halil RahmanThis paper's focus is on a certain aspect of the Advisory Opinion: The Consistency of the Court with Regard to Judicial Propriety. Apart from the Eastern Carelia and the Legality of the Use by a State of Nuclear Weapons in Armed Conflict cases, the Court has always issued its opinion on request. The Court has, whatever the objections, opted for the issuance of opinions. It has consistently followed its own precedent of never finding an obstacle concerning judicial propriety. In that regard, some indications about the term judicial propriety have been given by some advisory opinions. Still, it is not exactly defined. In that connection, the paper engages in that definition and the argument is advanced that judicial propriety is a broad umbrella-concept.ArticlePublication Unknown Anayasa şikayeti konusunda bazı düşünceler(Seçkin Yayıncılık, 2012) Heper, Mehmet Altan; Law; HEPER, Mehmet AltanTürk Anayasasındaki 2010 değişikliklerine göre; herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine anayasa şikayeti başvurusunda bulunabilir (Anayasa m. 148/3). Almanya’da ise, AİHS (m. 93/4) kapsamında bir sınırlama bulunmamaktadır. Eğer bir kanuna ilişkin Anayasa şikayeti yerinde bulunursa olursa, kanun hükümsüz olarak kabul edilir ve Federal Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir. Türk Hukukuna göre, Anayasa şikayeti kanunkoyucunun işlemlerine karşı yöneltilemez. Türk Hukukundaki Anayasa şikayetinin hukuki kaynağı Alman hukukudur, ancak bazı önemli değişiklikler bulunmaktadır. Makale her iki sistem arasında küçük bir karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle ilgili yasal hükümler sunulmuştur.ArticlePublication Unknown Kısırlaştırma suçu(Legal Yayıncılık, 2012) Ünver, Yener; Law; ÜNVER, YenerKısırlaştırma (sterilizasyon) suçu Türk Ceza Kanunu‟nun 101. mad- desinde iki ayrı suç tipi halinde düzenlenmiĢtir. Birinci fıkradaki düzenle- meye göre, bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştırmak suçtur ve üç yıldan altı yıla kadar hapis cezasını gerektirir. Failin kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi oymayan bir kimse olması halinde, bu ceza üçte bir oranında artırılır. Maddenin ikinci fıkrasına göre ise, rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma eylemi bu konuda yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. ikinci fıkradaki suçta, mağdurun rızasının bulunması cezayı artıran bir neden iken, ilk fıkradaki suçta rızanın yokluğu suçun bir unsuru olup, bu ilk fıkradaki suçta failin yetkisiz bir kimse olması cezayı artıran bir nedendir. Türk Ceza Kanunu kısırlaştırmayı suç olarak düzenlediği halde, hadım etmeyi suç olarak düzenlememiştir. Kısırlaştırmada bir kimsenin üreme yeteneği, hadım et- mede ise cinsel faaliyette bulunma yeteneği ortadan kaldırılmaktadır. Türk hukukunda kısırlaştırma TCK‟nda (m. 101) suç olarak düzenlenmekle bir- likte, hukuka uygun kısırlaştırma ve diğer koşul ve unsurlar ise Nüfus Planlaması Hakkında Kanunu ile Rahim Tahliyesi ve Strerilizasyon Hiz- metlerini Yürütülmesi ve Denetlenmesine ilişkin Tüzük‟de düzenlenmiştir. Kısırlaştırma suçları bireyin vücut dokunulmazlığı ile üreme hakkı hukuksal değerlerini korumakta olup, herkes tarafından genel kastla işlenebilen suçlar olarak düzenlenmişlerdir”.ArticlePublication Unknown Yüz naklinin İspanya'daki hukuksal görünümü(Legal Yayıncılık, 2012) Martorell, E. C.; Ünver, Yener; Law; ÜNVER, YenerÖlen bir kimseden bacak, kol ve hatta yüz nakledilmesi artık Adli- Kurgu-Tarihine ait bir şey olmayıp, son on yıl içinde ağır bedensel durumda bulunan insana normal yaşamı sunan bir gerçekliktir. Yüz nakli, iyileşti- rici/tamir edici doku naklinin bir türüdür. Bu mikro cerrahi müdahalesinde, yüz doku yapısı, örneğin ölen bir kimsenin burun, deri, dil veya göz kapağı, varolmayan yüz veya bunun bir kısmını oluşturmak içi, tıpkı bir maske gibi hastaya nakledilir. Tıbbın birçok deneysel alanlarında olduğu gibi, İs- panya’daki yüz naklı çok açık bir biçimde hukuksal bir sürecin gelişimine yol açtı. Bununla birlikte, VCA’ya ilişkin hukuksal belirsizlik diğer ülke- lerde de karşılaşılan bir durumdur. Organ nakli İspanyol Nakil Kanunu (Or- gan alımı ve nakline ilişkin 27 Ekim 1979 tarih ve 30/1979 sayılı Kanun) ve İspanyol Naklin Düzenlenmesi Tüzüğü (İnsan organlarının kazanımı ve kilinik yararlanılmasına ilişkin faaliyetler ve bağışların mülkilik sistemine göre düzenlenmesi ile organ ve dokuların naklini düzenleyen 2070/1999 sayı ve 30 Aralık 1999 tarihli Krallık tasarrufu) ile düzenlenmiştir. Bununla birlikte, organ nakli mevzuatı içinde, doku nakli için de geçerli olan hüküm- ler de vardır. Buna ilişkin bir örnek, İspanyol Nakil Kanunu’nun 5. maddesidir. Buna göre, ilgili kimse açıkça aksine bir açıklamada bulunma- mışsa, ölen bir kimsenin organları veya diğer vücut parçaları tedavi veya araştırma amaçlı alınabilir. Ayrıca, İspanyol Nakil Kanunu’nun ikinci ek maddesine göre, saydam tabaka ve diğer dokuların hukuk düzeni tarafından düzenlenmiş nakil amacıyla alınabilir. Yine, İspanyol Nakil Kanunu’nun bağış ve nakille ilgili faaliyetlerin uluslararası koordinasyonu hakkındaki V. Bölümü’nün hükümleri, aşikar bir surette insan dokularının alınması nakli- nin uluslararası koordinasyonu açısından da geçerlidir.ArticlePublication Unknown Almanya’da hukukta yorum üzerine bazı düşünceler(Ankara Barosu Başkanlığı, 2012) Heper, Mehmet Altan; Law; HEPER, Mehmet AltanYorum konusu genel hukuk teorisinin ve hukuk metodolojisinin temel konula rından biri olmaya devam etmektedir. Alman hukukunda yorum konusunda temel tartışmalar özünde anayasa hukuku ve demokrasi teorisini ilgilendiren bir nitelik taşımaktadır. Yorum konusu güçler ayrılığı ve hukuk devleti bağlamında tartışılmaktadır. Hukukta yorum denince Almanya´da ve tüm dünyada akla hala Savigny gelmektedir. Savigny zamanının hukuk biliminin metodolojiik tartışma larını özetlemiş ve yorumun dört unsurunu öne çıkarmıştır. Savigny bu unsur ları gramatik, mantıki, tarihsel ve sistematik unsurlar olarak adlandırmaktadır. Savigny hukukta hermeneutiğin öncülerinden biri olarak görülmektedir. Hukukta hermeneutik yöntemin uygulanmasıyla yasa metninin her bir hukuk uygulamacısı için her zaman, her koşulda aynı anlamı veren bir nesne olmadığını tespit ederiz. Farklı uygulamacılar için aynı metin farklı anlam ifade eder.ArticlePublication Unknown Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (TCK m.109)(Marmara Üniversitesi, 2013) Çakmut, Özlem Yenerer; Law; ÇAKMUT, Özlem YenererKişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Yasası m.109’da düzenlenmiştir. 765 Sayılı mülga Ceza Yasası’nda yer alan birçok suç tipini bir araya getiren bir hükümdür. İnsanlar bir yerde kalma, başka bir yere gitme bakımından tamamen seçim hakkına sahiptirler. Bu hakkın ihlali yaptı- rımla karşılanmaktadır. Yasa koyucu mülga Türk Ceza Yasası’nda olduğu gibi yeni Türk Ceza Yasası’nda da bu hakkı koruma altına almış ve ihlalini yaptırıma bağlamıştır.ArticlePublication Unknown Laiklik ve din özgürlüğü(Türkiye Barolar Birliği, 2013) Kanadoğlu, Korkut; KANADOĞLU, Osman KorkutSekülerleşmenin kurumsal yapılaşması olarak tanımlana- bilecek laikliğin iki yönü bulunmaktadır: Din ve vicdan özgürlüğünün ve farklı anlayışların toplumda bir arada yaşamasını sağlamak ve din istismarcılığının devlet üzerinde vesayet kurmasını engellemek. İşte bu noktada ortaya çıkan katı laiklik-pasif laiklik ayrımı, Anayasa Mahkemesi kararlarını da önemli ölçüde etkilemektedir. Din özgür- lüğü, sınırsız kullanabilen bir hak değildir. Din özgürlüğü, çoğunluk- la sınırını diğer temel hakların kendisinde bulmakla beraber, farklı topluluklar ve koruduğu alanlar açısından her somut olayda ayrı ayrı yorumlanmalıdır. Makalede din özgürlüğüne ilişkin sorunlar, Anaya- sa Mahkemesi ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları ışığında ayrıntılı biçimde değerlendirilmiştir.ArticlePublication Unknown Genetik teşhisler nedeniyle tazminat sorumluluğu(Legal Yayıncılık, 2013) Karagöz, Havva; Law; KARAGÖZ, HavvaGen teknik analizlerinin özellikle soy bağının tespiti konusunda çok yaygın olduğu bilinmektedir. Hukuki ihtilaf olarak ortaya çıkan soy bağının reddi, soy bağı iddiası gibi konulardaki davalar sebebiyle bu yola başvurulmaktadır. İster Ceza Muhakemesi Kanunu, ister Medeni Kanun’da veya son düzenleme getiren Hukuk Muhakemeleri Ka- nunu’ndaki düzenleme gereği, kişinin gerçek iradesi olmadan veya onun isteği üzerine, bilgi amaçlı veya bir teşhis ve tedavi için gen analizi ya- pılsın, her halükarda bu gen analizleri sebebiyle de bir hukuka veya akde aykırılık söz konusu olabilir ve koşulları gerçekleştiği takdirde, zarar tazmini yükümlülüğü doğabilir. Gen analizleri ve teşhisleri sebebiyle özel hukuk sorumluluğu doğabilir. Bu sorumluluğun hukuki dayanakları farklı olabilir. Gen analizlerinin yapılması sırasında olduğu gibi, bunlar sonucunda elde edilen veriler açısından da kişilik hakkı ihlali, sözleşme ihlali veya haksız fiil sorumluluğu olasılıklara göre söz konusu olabilir. Özel hukuk açısından, ifade ettiğimiz olasılıklarda sorumluluğun doğma biçimine ve oluşan zararın niteliğine göre, yukarıda ifade ettiğimiz şe- kilde maddi veya manevi tazminat yükümlülüğü söz konusu olacaktır.ArticlePublication Open Access Türkiye'de ceza hukukunda Avrupa hukukuna uyum çalışmaları bağlamında üçüncü yargı paketinin genel değerlendirilmesi(Marmara Üniversitesi, 2013) Ünver, Yener; Law; ÜNVER, YenerTürk kanunkoyucusu 2001 yılından itibaren hızlanmakla birlikte, esasen onlarca yıldır mevzuatımızı AB Kazanımlarına uygun hale getirmek için ciddi mesai sarf etmiş ve mevzuatta çok sayıda değişikliğe ve iyileştirmelere gitmiştir. Türkiye’nin gerçekleşmesi olanaksız derecede güç görünün AB üyelik statüsün- den bağımsız olarak, bu alandaki çalışmalar Türk hukukunun gelişimine önemli katkı sağlamıştır. Bu çalışmalar, demokrasi, çağdaş hukuk ve hukuk kültürü açısından çok yararlı olmuştur. Ancak, bu çalışmalar çok sınırlı kişilerce, konu- nun uzmanlarından yararlanmadan, çok acele biçimde, yeterince ilgili çevreler- ce bilimsel açıdan incelenip tartışılmaksızın tepki kanunları biçiminde ve ciddi hatalarla yapılmıştır. Birçok kanun daha yürürlüğe girmeden veya sonrasında, aradan çok kısa süreler geçmesine karşılık, çok sayıda değişikliği tekrar yaşamak zorunda kalmıştır. Bunlar ise, ülkede hukuka duyulan güveni azaltmış, uygu- lama itibariyle gizli af etkisi göstermiş ve günü kurtaran kişilere özgü kanun değişiklikleri görüntüsü yaratarak, AB Hukukuna uyum adı altında dahi olsa, kanun ile hukuk farkını ortadan kaldıran, bilimsel konularda bilimin değil si- yasi çoğunluğun isteğinin hukuk gibi algılanmasına yol açan ve gerçekte AB Kazanımlarından uzaklaşan bir hukuk kültürünün iyice yerleşmesine neden ol- muştur. Kanuni düzenlemeler kadar ve belki de bu geçiş süreçlerinde onlardan daha da önemli olan adli kişi veya makamların hukuk uygulamaları ve hukuk kültürüdür. Bu konuda, son on yıl içindeki bazı kanunu düzenlemelerdeki olumlu gelişmeler bir yana, genelde kanuni düzenlemeler özelde ise yargı uygu- lamasında ilerleme değil, ciddi geriye gidişin olduğu ve hızla AB Hukuku kaza- nımlarından uzaklaştığımız gözlemlenmektedir. Bu alandaki başarı, çok zaman kaybetsek de, yeniden modern ve bilimsel hukuk kültürü ve yargı uygulamasını tesis etmekle olabilecektir.ArticlePublication Metadata only Cebir suçu (TCK m.108)(Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 2013) Çakmut, Özlem Yenerer; Law; ÇAKMUT, Özlem YenererN/AArticlePublication Open Access Ti̇cari̇ i̇şletmeni̇n devri̇nde yeni̇ dönem: eski̇ ve yeni̇ sorunlar(İstanbul Üniversitesi, 2013) Demir, Koray; Law; DEMİR, KorayN/AArticlePublication Metadata only Genetik teşhislere yönelik tıbbi müdahalelerden kaynaklanan ceza hukuku sorumluluğu(Legal Yayıncılık, 2013) Ünver, Yener; Law; ÜNVER, YenerGünümüzde yapılan bilimsel açıklamalarda, erişkin bir insanda yaklaşık olarak yetmiş beş-seksen trilyon hücre, her hücrede kırk altı kromozom ve iki metre uzunluğunda DNA bulunduğu ve bir insandaki DNA miktarının dünyanın etrafını dört-beş kez dönebilecek uzunlukta olduğu belirtilmektedir. Bilimsel çevrelerin daha önceki açıklamalarında bir insanda yüz yirmi bin gen olduğu beyan edilirken, tıp bilim çevreleri günümüzde otuz bin veya otuz beş bin genin olabileceği belirtilmektedir. 1. İnsan bedeni, sağlığı ve yaşamı bakımından bu kadar önemli genler üzerinde yapılacak teşhislerin hukuksal alanda kalması birçok açıdan önemlidir. Ancak genetik teşhislerin tek önemi, bazı hukuksal sorunlara yol açabilme potansiyeli değildir. Aynı zamanda, hastalıkların ön veya asli tanısı, tedavisi, yeni ilaç, tedavi ve metod geliştirmesinde son derece önemli ve etken olduğu gibi tıp teknolojisindeki gelişmeler dolayısıyla, yeni bir varlık veya gıda üretimi için dahi son derece önemli araç ve zemini oluşturmaktadır.ArticlePublication Metadata only Prevalence of depression, anxiety, stress, and anger in Turkish prisoners(Wiley, 2013-09) Ünver, Yener; Yuce, M.; Bayram, M.; Bilgel, N.; Law; ÜNVER, YenerIn Turkey, prison studies are rare and the mental health status of prisoners has not received proper attention. The purpose of this cross-sectional and descriptive study was to assess the prevalence of depression, anxiety, stress, and anger among a group of Turkish prisoners. Two self-reporting instruments (the Depression Anxiety Stress Scale-42 and Multidimensional Anger Scale) were filled out by 685 prisoners. Prisoners in the study group were found to be depressive, anxious, and stressed. Anger symptoms and aggressive behaviors were found to be at a moderate level. Prisoners with a history of being subjected to domestic violence in childhood had higher depression, anxiety, and stress scores than those without such a history. Young prisoners, those who had been previously imprisoned, with substance dependency and higher stress and anxiety levels reported more anger symptoms than others. Psychological support, together with stress and anger management programs, seems to be essential.Conference ObjectPublication Open Access AİHM içtihatları çerçevesinde özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı bağlamında sağlık hakkının korunması(Petrol-İş, 2014) Dericiler, Özge Yücel; Law; DERİCİLER, Özge YücelAs it is known ECHR –as an instruments containing civil and political rights– does not include social rights. None the less since Airey v. Ireland case it has been accepted that “there is no water-tight division” separating economic and social rights from civil and political ones, and this approach has led to the development of a social rights jurisprudence within the ECHR case law. This paper deals with the protection of the right to health, a social right, in the context of ECHR case law relating to the right to respect for private and family life. By especially focusing on reproductive and environmental issues, it aims at indicating both contributions and also some risks of dealing with health issues under Article 8 of the Convention.ArticlePublication Metadata only Unmittelbare wirkung von richtlinien im europarecht(Seçkin Yayıncılık, 2014) Yıldırım, Ferhat; Law; YILDIRIM, FerhatEin umstrittenes Thema im Europarecht ist die unmittelbare Wirkung der Richtlinien in der instaatlichen Recht. In dieser Arbeit wurde mit der aktuellen und wichtigen Urteilen des EuGH behandelt, was die Richtlinie und die unmittelbare Wirkung bedeuten, welche Voraussetzungen für die unmittelbare Wirkung sein müssen.ArticlePublication Metadata only H yasaya sadakati̇n farklı bır okuması: Philipp Heck(İstanbul Üniversitesi, 2014) Heper, Altan; Law; HEPER, Mehmet AltanÖnemli eserlerinden bazıları „ Reichsgericht und Interessensjurisprudenz, in: RG Festschrift, Bd. I, s. 161; Wohin führt die Interessenjurisprudenz ?; Die Rechtswissenschaft im Umbau, 1950ArticlePublication Open Access Toplantı ve gösteri̇ yürüyüşü hakkınının kullanılmasında bi̇r bi̇li̇nmeyen: spontane ve acele eylemler(Legal Yayıncılık, 2014) Duygun, Ahmet Mert; DUYGUN, Ahmet MertToplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin en çok tartışılan ko- nuların başında, toplantı ve gösteri yürüyüşünün izin/bildirim yükümlü- lüğüne bağlı olup olmadığı sorusu gelmektedir. Bu soru özellikle bir olaya ilişkin aniden gelişen spontane toplantı ve gösteri yürüyüşleri açı- sından anlam kazanmaktadır. Nitekim bu tartışma, toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenleyicileri, mekanı ve zamanı açısından sorunları da beraberinde getirmektedir. Karşılaştırmalı hukukta yasa koyucuların bu toplantı ve gösteri yürüyüşü türünü kanunlarda düzenlememe yönünde aldığı tutum, yargı organlarının aldıkları kararlardan sonra değişmiştir. Türkiye açısından ise pozitif hukuk bağlamında durum belirsizdir. An- cak son zamanlarda bazı yerel mahkemelerin ve Yargıtay’ın spontane yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını koruyan kararları mevcut- tur. Bu da yasa koyucunun bu toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasal dayanağa kavuşturma yükümlülüğünü tekrar gündeme getirmektedir.ArticlePublication Metadata only Alman Federal Yüksek Mahkemesi'nin tıbbi müdahalelerde aydınlatma yükümlülüğüne ilişkin bir kararı(Seçkin Yayıncılık, 2014) Ünver, Yener; Law; ÜNVER, YenerKendi kaderini tayin hasta için temel bir haktır. Hastanın, rızasının hukuki geçerliliği için zamanında ve yeterince aydınlatılması gerekir. Bir müdahale için verilen rıza, sadece onun açısından etki gösterir, sonraki müdahaleler açısından etki göstermez. Çok acil hallerde rıza almak olanağı yoksa, alışılagelmiş tedavi yöntemi seçilmeli, en riskli olanlar tercih edilmemelidir. Aydınlatma yapıldığını ispat yükümlülüğü, doktorun üzerindedir.ArticlePublication Metadata only Çıraklık ve çıraklar üzerine bazı düşünceler(Seçkin Yayıncılık, 2014) Akyiğit, Ercan; Law; AKYİĞİT, Ercanİster özele ister kamu kuruluşlarına ait olsun, işyerlerinde çeşitli konumlarda faaliyet gösteren, hizmet sunan - iş gören kişilerle karşılaşılır. Bunlardan kimilerinin tabi olduğu ilişki zaten belli koşullarla ve özel hukuk kapsamında ücret karşılığında bağımlı biçimde iş görmeyi; kimilerininki ise (sadece kamuda) kamu hukukuna tabi şekilde bağımlılık ve ücret içerikli iş görmeyi içerir. Bazılarınınsa, ya sadece işi ve mesleği teorik ve uygulamalı biçimde öğrenmeyi hedeflediği, ya da zaten teorik bilgisine sahip olduğu bir sanat veya meslek hakkındaki uygulamayı görmek ve bilgilerini pekiştirmek amacıyla faaliyette bulunduğu gözlemlenir. Bu son grubun çırak (ve stajyer) denilen kimseleri anlattığı söylenebilir. İşte bu çalışma özel olarak çırakların iş sağlığı ve güvenliği , bireysel iş hukuku ve sendikalar hukuku ile toplu iş sözleşmesi ve grev/lokavttaki durumu ile sosyal güvenlik hukuku bakımından hukuki konumuna yönelmiştir.ArticlePublication Metadata only Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında Kanun’un mülkiyet hakkı açısından değerlendirilmesi(Seçkin Yayıncılık, 2014) Kanadoğlu, Korkut; KANADOĞLU, Osman KorkutTerörizmin finansmanına karşı yürütülen hukuki mücadele, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından farklı bir önem kazanmıştır. Terörizmin finansmanına ilişkin birçok uluslararası sözleşmeye taraf olan ve kanunlarında bu yönde düzenlemeler yapmış olan Türkiye açısından hukuki durum, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanun ve bu Kanun'un uygulanması için çıkartılan Yönetmelik sonrası yeni tartışmalara açık hale gelmiştir. Bu bağlamda mahkeme kararı olmaksızın idari kararlarla kişilerin malvarlıklarının dondurulabilmesi, hukuk devleti ve onun yansıması olan belirlilik ilkesi açısından sorunlara yol açabilecek ve kişilerin mülkiyet hakkını ihlal edebilecektir.