Publication: Toplantı ve gösteri̇ yürüyüşü hakkınının kullanılmasında bi̇r bi̇li̇nmeyen: spontane ve acele eylemler
Institution Authors
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Type
article
Access
openAccess
Publication Status
Published
Abstract
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin en çok tartışılan ko- nuların başında, toplantı ve gösteri yürüyüşünün izin/bildirim yükümlü- lüğüne bağlı olup olmadığı sorusu gelmektedir. Bu soru özellikle bir olaya ilişkin aniden gelişen spontane toplantı ve gösteri yürüyüşleri açı- sından anlam kazanmaktadır. Nitekim bu tartışma, toplantı ve gösteri yürüyüşünün düzenleyicileri, mekanı ve zamanı açısından sorunları da beraberinde getirmektedir. Karşılaştırmalı hukukta yasa koyucuların bu toplantı ve gösteri yürüyüşü türünü kanunlarda düzenlememe yönünde aldığı tutum, yargı organlarının aldıkları kararlardan sonra değişmiştir. Türkiye açısından ise pozitif hukuk bağlamında durum belirsizdir. An- cak son zamanlarda bazı yerel mahkemelerin ve Yargıtay’ın spontane yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını koruyan kararları mevcut- tur. Bu da yasa koyucunun bu toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasal dayanağa kavuşturma yükümlülüğünü tekrar gündeme getirmektedir.
One of the most debated issues about the right to assembly and demonstrate is the question of whether the exercise of this right is contingent upon the fulfillment of the precondition of obtaining permission or the obligation of notification. Addressing this question becomes meaningful especially in the context of spontaneous demonstrations that arise as sudden reactions against a social or political development. Hence, this discussion brings along issues as to the organisers, place and time of assembly and demonstration. Following several significant judicial decisions, the approach adopted by the law-maker, which is not to regulate the right to spontaneous demonstration, has changed in comparative law. Nonetheless, the legal status of this right in Turkish positive law is unclear. Notwithstanding that, there have been recent decisions of local courts and the Court of Appeal which are in favour of protection of the right to assembly and demonstrate spontaneously. This revives the duty of the legislature to create a legal basis for such assembly and demonstrations.
One of the most debated issues about the right to assembly and demonstrate is the question of whether the exercise of this right is contingent upon the fulfillment of the precondition of obtaining permission or the obligation of notification. Addressing this question becomes meaningful especially in the context of spontaneous demonstrations that arise as sudden reactions against a social or political development. Hence, this discussion brings along issues as to the organisers, place and time of assembly and demonstration. Following several significant judicial decisions, the approach adopted by the law-maker, which is not to regulate the right to spontaneous demonstration, has changed in comparative law. Nonetheless, the legal status of this right in Turkish positive law is unclear. Notwithstanding that, there have been recent decisions of local courts and the Court of Appeal which are in favour of protection of the right to assembly and demonstrate spontaneously. This revives the duty of the legislature to create a legal basis for such assembly and demonstrations.
Date
2014
Publisher
Legal Yayıncılık