Publication: Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin duyulmamış tarihi
Loading...
Institution Authors
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Type
article
Access
openAccess
Publication Status
Published
Abstract
Tarih boyunca toplumsal bellek ve karşı bellek birbiri ile mücadele halindedir. Farklı iktidar ve bilgi ilişkilerinin anlatılarına göre yeniden inşa edilen tarih, toplumsal belleğin, yani bir toplumun neyi hatırlayıp unutacağının sınırlarını çizmektedir. Sanat müzeleri, bu süreçte, görünür kıldığı objeler aracılığıyla, hem bu resmi tarihi meşrulaştırır, hem de tarihin ortak bir toplumsal bellek oluşturmasına aracılık eder. Ancak çoğulcu toplumsal yapı, farklı toplumsal bağlamlar, pratikler ve geçmişlerden beslenen bir öteki tarihi oluşturmayı sürdürmektedir. Toplumsal belleğin sınırlarına rağmen, sessiz ve görünmez bir ortak geçmişi paylaşanlar zaman içerisinde bir karşı bellek oluşturmaya başlar. Bu durum, karşı belleği de kapsayacak yeni bir tarih anlatısı arayışını beraberinde getirir. Müze, toplumsal ve karşı bellek üzerinden yapılan bu iktidar mücadelesinin en etkin aracılarından biri olur. Bu makale, 1970’lerde Ankaralı sanatçıların karşı belleklerinden beslenen bir sanat tarihi anlatısını oluşturma ve bunu kendi sanat müzelerini kurarak meşrulaştırma çabalarını aktarmayı amaçlamaktadır. Ankara Resim ve Heykel Müzesi 1980 yılında kurulduğunda bu mücadelenin katkısı önemli olmuştur. Bu çerçevede makale, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nin resmi kurum tarihinden ziyade, müzenin kurulmasının ardındaki sessiz dinamikleri ve dolayısıyla kurumun duyulmamış tarihini anlatmayı hedeflemektedir. Erken Cumhuriyet döneminde sanat dünyasında etkin olan Güzel Sanatlar Akademisi, kendisine bağlı olarak kurulan Resim ve Heykel Müzesi aracılığıyla Türkiye’deki sanat tarihi anlatısının sınırlarını belirleyen en önemli kurum olmuştur. Müzede Akademi’nin ulus devlet anlatısına dayalı sanat tarihi yazımı görünür olmuş ve bu anlatı toplumsal sanat belleğini oluşturmuştur. Türkiye konjonktürünün sürekli değişmesine rağmen müzenin aynı pratiği devam ettirmesi 1970’lerde eleştirilmeye başlanmıştır. Bu eleştiriler, aynı zamanda, çeşitlenen sanat ortamında Akademi’nin müze üzerinden yeniden meşruiyetini kurma çabasına da yöneliktir. Aynı dönemde Ankara’daki sanat ortamı Ankaralılık üzerinden bir kimlik oluşturmaya ve bu kültürel kimlikten beslenen üretimler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreç, Ankaralı sanatçıların karşı belleklerinin oluşturduğu eserleri görünür kılacak bir müze ve sanat tarihi taleplerini artırmıştır. Mesele, Erken Cumhuriyet döneminden beri değişmeyen sanat tarihi yazımına ve bunun müzede teşhir biçimine alternatif bir anlatı inşa etme çabasıdır. Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Ankaralı sanatçıların sanat tarihi üzerinden verdikleri bu iktidar mücadelesi için bir alan olarak kurulmuştur. Ancak, nihayetinde Ankara Müzesi de koleksiyonu, teşhiri ve tasnifiyle İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin bir benzerini oluşturmuş, Ankaralı sanatçıların bir raddeye kadar görünür olmasına izin verilen ve resmi sanat tarihinin sınırlarının hissedildiği bir müze ortaya çıkmıştır. Toplumsal bellek, birleştirici bir gösteri olarak karşı belleği yok etmiş ve kendine benzerlik bulaştırmıştır. Bu kapsamda, başta o dönemde müze kurulmasına yönelik etkin yayınlar yapan Ankara Sanat Dergisi’nde çıkan yazılar taranmış, döneme dair diğer yayınlar aracılığıyla dönemin konjonktürü anlaşılmış, eldeki belgelerden ise müzenin resmi tarihinin dışında kalan bazı konulara açıklık getirmek için yararlanılmıştır.
Collective and counter memory is constantly in conflict throughout history. History is reconstructed in different narratives of power and knowledge relations. Accordingly, this narrative delineates social memory; what society remembers and forgets. In this context, art museum legitimizes the official history through the objects rendered visible. It also offers a space for collective memory construction based on the official history. Meanwhile, pluralist structure of society continues to invent other histories of diverse social frameworks, relationships and pasts. Despite the limits of collective memory, people, who silently and invisibly share a common past, establish a counter-memory. Accordingly, a search for an inclusive history for the counter-memory begins. The museum acts as a mediator in the struggle for power between collective and counter-memory. The article aims to describe challenges of artists from Ankara to invent an alternative history of art based on their counter-memory via an art museum in Ankara. The Museum of Painting and Sculpture in Ankara has founded in 1980 as a result of this struggle. In this context, the article intends to reveal the silent dynamics and the unheard history of museum, rather than an official history of the museum’ foundation. The Fine Arts Academy in Istanbul has been very influential in the art world since the early Republican period, as being the only educational institution. Meanwhile its museum was the only institution for the display of art works. Its narrative shaped by nation states discourse has structured the official narrative of Turkish art history. The conjunctures of Turkey have changed, but the museum continued the same practice for years and this aroused severe criticisms during 1970s. Additionally Academy’s attempt to legitimize its power through its museum was criticized. In this conjuncture, the art world in Ankara, which gradually was creating a sui-generis cultural identity, started to produce artworks reflecting their counter memory. Their demand, on the one hand, was to make their works visible in the art world, centered in Istanbul. But on the other hand, they also aim to construct an alternative art history, which represents the art works aroused from the counter memory of their invisible art world. The Museum in Ankara has founded as a contestation zone for a struggle for power over history of art. Nevertheless, it has turned up as a replica of the museum in Istanbul with its narrative, collection and categorization. In the museum the limitations of official art history were clearly observed and the artists in Ankara were allowed only to a certain degree. Collective memory, as a spectacle for unification, destroyed the counter-memory and was infected it its sameness. In this context, we have done a literature review for an understanding of the dynamics of the period; particularly Ankara Sanat Journal, which has publications for this matter, was thoroughly scanned; we have benefited from the documents containing issues out-of-official history.
Collective and counter memory is constantly in conflict throughout history. History is reconstructed in different narratives of power and knowledge relations. Accordingly, this narrative delineates social memory; what society remembers and forgets. In this context, art museum legitimizes the official history through the objects rendered visible. It also offers a space for collective memory construction based on the official history. Meanwhile, pluralist structure of society continues to invent other histories of diverse social frameworks, relationships and pasts. Despite the limits of collective memory, people, who silently and invisibly share a common past, establish a counter-memory. Accordingly, a search for an inclusive history for the counter-memory begins. The museum acts as a mediator in the struggle for power between collective and counter-memory. The article aims to describe challenges of artists from Ankara to invent an alternative history of art based on their counter-memory via an art museum in Ankara. The Museum of Painting and Sculpture in Ankara has founded in 1980 as a result of this struggle. In this context, the article intends to reveal the silent dynamics and the unheard history of museum, rather than an official history of the museum’ foundation. The Fine Arts Academy in Istanbul has been very influential in the art world since the early Republican period, as being the only educational institution. Meanwhile its museum was the only institution for the display of art works. Its narrative shaped by nation states discourse has structured the official narrative of Turkish art history. The conjunctures of Turkey have changed, but the museum continued the same practice for years and this aroused severe criticisms during 1970s. Additionally Academy’s attempt to legitimize its power through its museum was criticized. In this conjuncture, the art world in Ankara, which gradually was creating a sui-generis cultural identity, started to produce artworks reflecting their counter memory. Their demand, on the one hand, was to make their works visible in the art world, centered in Istanbul. But on the other hand, they also aim to construct an alternative art history, which represents the art works aroused from the counter memory of their invisible art world. The Museum in Ankara has founded as a contestation zone for a struggle for power over history of art. Nevertheless, it has turned up as a replica of the museum in Istanbul with its narrative, collection and categorization. In the museum the limitations of official art history were clearly observed and the artists in Ankara were allowed only to a certain degree. Collective memory, as a spectacle for unification, destroyed the counter-memory and was infected it its sameness. In this context, we have done a literature review for an understanding of the dynamics of the period; particularly Ankara Sanat Journal, which has publications for this matter, was thoroughly scanned; we have benefited from the documents containing issues out-of-official history.
Date
2014
Publisher
Hacettepe Üniversitesi