Publication: Investigation of corrosion in oil pipelines through surface nano-treatment
Institution Authors
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Type
PhD dissertation
Access
info:eu-repo/semantics/restrictedAccess
Publication Status
Unpublished
Abstract
Corrosion is the unintentional and degradation of a material caused by the reaction of that material with its environment and a natural possible hazard correlated with gas and oil generation and transportation facilities. Steel with low percentage of carbon are utilized in gas and oil industries specially for the pipelines because its excellent mechanical properties and low cost. However, the pipelines are predisposing to failure with one or more types of corrosion when unprotected to acidic or salty environment. The financial issues and the high cost of the equipment maintenances after corrosion, in oil and gas industries and several sectors have increased the need of improvement in corrosion control strategies. Thus, preventing corrosion is often an important part of an overall design philosophy. The main motivation behind a corrosion study always lies in the desire to optimize the life cycle cost and ensure technical integrity of facilities in an industry. The mitigation of corrosion can be achieved by employing various types of surface treatments. This study investigates the chemical mechanical polishing (CMP) as a novel surface treatment technique for corrosion inhibition of carbon steel used in petroleum industry. The behavior of corrosion phenomenon of carbon steel has been investigated in three phases. In the first phase the samples were immersed in DIW having different pH values in order to study static corrosion behavior the steel. Moreover, the dynamic corrosion behavior was investigated, with the flow setup developed for this purpose. Atomic Force Micrography (AFM) was utilized to observe the morphology of surfaces after in steel pipelines. The effect of wall shear stress and time of immersion was evaluated under the dynamic corrosion test. Under the dynamic and static condition, the rate of corrosion of the steel samples was calculated through the weight loss measurements. The scientists reported that rate of corrosion in steel samples under static condition is higher at lower pH values where the minimum and maximum corrosion rates were obtained at pH = 6 and pH = 4. Also the static corrosion tests suggest that the corrosion rate was high throughout the first 48 h and decreases with the increasing time of tests. The results suggest that increased wall shear stress results in increased the corrosion rate specially at pH=4. In the next phase of the current work, CMP applied to the samples by polishing with polymeric pad using the oxidizer in silica based slurry and abrasive paper with only oxidizer. The surfaces obtained are tested under range of flow velocities at changed pH values for their corrosion behavior. The influence of the fluid flow on the surface roughness are evaluated in the developed experimental set up under turbulent conditions. Potentiodynamic analyses are also conducted to understand the electrochemical behavior of the produced surfaces. The outcomes suggest that the corrosion rate of steel samples polished with oxidizer in the silica based slurry is lower as compared to samples polished using abrasive paper in the presence of oxidizer only which can be attributed the formation of oxide film on the surface. This oxide layer formed act as a protective shield against corrosion. Furthermore, the influence of hydrogen peroxide in silica slurry on the wettability, surface roughness and hardness of steel has been investigated using contact angle measurement, profilometry, Scanning Electron Microscopy and Micro Hardness Tester. In the final phase the surfaces prepared with MP and CMP were coated with a set of coating prepared using sol-gel method. These coated samples upon corrosion investigation in an acidic medium offered advanced corrosion resistance characteristic comparing with uncoated samples. The present study conclude the static corrosion rates measured after every 24 hours for seven days show an almost linear decrease with time after 48 hours. The dynamic corrosion rates obtained utilizing the developed setup show that for the same velocity the corrosion rate drops with time. Although the corrosion rates increase with increasing velocity until critical velocity after which the corrosion rate decreases. However, at pH=4 beyond critical velocity an increase in the corrosion rate was observed, which can be liked with more pronounced influence of the acidic environment on steel corrosion as compared to the momentum of the flowing fluid inside the pipe. All the other cases of dynamic corrosion show an inverse relation between corrosion and time. This relationship has also been observed in static corrosion presented above and also proven in other studies.
Korozyon çevresel etkiler sonucu oluşan, malzeme için yıkıcı, petrol ve gaz üretimi ve taşınması için potansiyel risk oluşturan bir etkendir. Uygun mekanik özellikleri ve fiyatı nedeniyle karbon çeliğinden yapılmış boru hatları petrol ve gaz taşınmasında yaygın olarak kullanılır. Ancak, bu tip borular asidik ve tuzlu ortamlarda kullanıldığında iç korozyona yatkındırlar. Korozyon, pek çok alanda sebep olduğu yüksek maliyet sebebiyle önlenmesi konusunda yoğun çalışmalar yapılan ve ürün geliştirilmesinde önemi yüksek bir unsurdur. Korozyon üzerine yapılan çalışmalarda genellikle ürünün uygun teknik özelliklere ve maliyete sahip olması amaçlanmaktadır. Korozyon farklı yüzey iyiliştirme yöntemleri ile önlenebilir. Bu tez çalışmasının amacı kimyasal-mekanik parlatma yönteminin petrol sanayiinde kullanılan karbon jhuh çeliği üzerindeki korozyon dayanımı arttırıcı yönde etkisini araştırmaktır.Karbon çeliğinin korozif ortamlardaki davranışı üç bölümde incelenmiştir. İlk bölümde örnekler, karbon çeliğinin statik korozyon davranışının incelenmesi amacıyla farklı pH değerlerine sahip deiyonize suya bekletilmiştir. Ayrıca, geliştirilen akış düzeniği ile malzemelerin dinamik korozyon davranışı da incelenmiştir. Çeliklerin yüzey morfolojileri Atomsal Kuvvet Mikroskobu vasıtasıyla incelenmiştir. Yüzey kayma gerilmesi ile deiyonize suda bekletilme süresi arasındaki ilişki dinamik korozyon testi vasıtasıyla incelenmişltir. Hem statik hem de dinamik testlerde ki korozyon hızı, örneklerin ağırlık kaybı hesaplanarak hesaplanmıştır. Statik testlerde düşük pH değerlerinde korozyon hızı daha fazla olmuştur ( pH = 6 minimum; pH = 4 maksimum ). Ayrıca, statik korozyon testi esnasında korozyon hızının ilk iki günde yüksek olduğu; artan gün sayısı ile azaldığı gözlemlenmiştir. Artan yüzey kalma gerilmesi, özellikle de pH = 4 iken, korozyon hızını arttırmıştır. İkinci bölümde, örneklerin bir kısmı oksitleyici içeren silika bazlı karışım ve polimerik ped ile bir kısmı ise, yalnızca oksitleyici ve aşındırıcı kâğıt vasıtasıyla kimyasal-mekanik parlatma işlemine tabi tutulmuştur. Parlatma işleminden elde edilen yüzeyler korozyon davranışlarının belirlenebilmesi için farklı akış hızları ve pH değerlerinde test edilmiştir. Akışın yüzey pürüzlülüği üzerindeki etkisi, geliştirilen test düzeneği ile türbülanslı akış ortamında test edilmiştir. Ayrıca, potansiyodinamik analizler ile yüzeylerin elektrokimyasal davranışları da incelenmiştir. Sonuçlar, oksitleyici içeren silika bazlı karışım ile parlatılmış örneklerin korozyona karşı oksitleyici içeren aşındırıcı kağıt ile cilalanmış örneklerden daha dayanıklı olduğunu göstermiştir. Bu durum, malzeme yüzeyinde oluşan ve koruyucu bir tabaka görevi gören oksit katmanı ile açıklanabilir. Ayrıca, silika bazlı karışımda bulunan hidrojen peroksitin ıslanabilirlik, yüzey pürüzlülüğü ve sertliği üzerindeki etkileri temas açısı ölçümü, profilmetre, Taramalı Elektron Mikroskobu ve Mikro Sertlik Ölçüm Cihazı ile incelenmiştir. Son bölümde, mekanik ve kimyasal mekanik parlatma işlemi ile hazırlanan ve sol-gel yöntemi ile kaplanan örneklerin korozyon davranışları incelenmiştir. Yapılan testlerde kaplanmış olan örneklerin, kaplanmamış olanlara kıyasla asidik ortamda korozyona karşı daha dayanıklı olduğu gözlemlendi. Çalışmada statik korozyon testi sırasında yedi gün boyunca, 24 saatte bir yapılan ölçümler sonucunda korozyon hızı ilk 48 boyunca lineer olmultur. Kurulan test düzeneği ile gerçekleştirilen dinamik korozyon testi, aynı akış hızında gerçekleştirilen testlerde korozyon hızının zamanla azaldığı; ancak kritik bir hızın altında akış hızı ile korozyon hızı arasında doğrusal bir korelasyon gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, pH değeri 4 iken kritik akış hızının üstünde dahi korozyon hızı artmıştır. Bu durum, asidik ortamın çelik malzemenin korozyonu üzerinde akış hızından daha etkili olması ile açıklanabilir. Dinamik korozyon için bu vaka dışında ki bütün diğer vakalarda korozyon hızı ve zaman arasında ters bir ilişki gözlemlenmiştir. Aynı bağıntı statik korozyon için de gözlemlenmiş ve bu durum, yapılmış diğer bilimsel çalışmalar ile paralellik göstermektedir.
Korozyon çevresel etkiler sonucu oluşan, malzeme için yıkıcı, petrol ve gaz üretimi ve taşınması için potansiyel risk oluşturan bir etkendir. Uygun mekanik özellikleri ve fiyatı nedeniyle karbon çeliğinden yapılmış boru hatları petrol ve gaz taşınmasında yaygın olarak kullanılır. Ancak, bu tip borular asidik ve tuzlu ortamlarda kullanıldığında iç korozyona yatkındırlar. Korozyon, pek çok alanda sebep olduğu yüksek maliyet sebebiyle önlenmesi konusunda yoğun çalışmalar yapılan ve ürün geliştirilmesinde önemi yüksek bir unsurdur. Korozyon üzerine yapılan çalışmalarda genellikle ürünün uygun teknik özelliklere ve maliyete sahip olması amaçlanmaktadır. Korozyon farklı yüzey iyiliştirme yöntemleri ile önlenebilir. Bu tez çalışmasının amacı kimyasal-mekanik parlatma yönteminin petrol sanayiinde kullanılan karbon jhuh çeliği üzerindeki korozyon dayanımı arttırıcı yönde etkisini araştırmaktır.Karbon çeliğinin korozif ortamlardaki davranışı üç bölümde incelenmiştir. İlk bölümde örnekler, karbon çeliğinin statik korozyon davranışının incelenmesi amacıyla farklı pH değerlerine sahip deiyonize suya bekletilmiştir. Ayrıca, geliştirilen akış düzeniği ile malzemelerin dinamik korozyon davranışı da incelenmiştir. Çeliklerin yüzey morfolojileri Atomsal Kuvvet Mikroskobu vasıtasıyla incelenmiştir. Yüzey kayma gerilmesi ile deiyonize suda bekletilme süresi arasındaki ilişki dinamik korozyon testi vasıtasıyla incelenmişltir. Hem statik hem de dinamik testlerde ki korozyon hızı, örneklerin ağırlık kaybı hesaplanarak hesaplanmıştır. Statik testlerde düşük pH değerlerinde korozyon hızı daha fazla olmuştur ( pH = 6 minimum; pH = 4 maksimum ). Ayrıca, statik korozyon testi esnasında korozyon hızının ilk iki günde yüksek olduğu; artan gün sayısı ile azaldığı gözlemlenmiştir. Artan yüzey kalma gerilmesi, özellikle de pH = 4 iken, korozyon hızını arttırmıştır. İkinci bölümde, örneklerin bir kısmı oksitleyici içeren silika bazlı karışım ve polimerik ped ile bir kısmı ise, yalnızca oksitleyici ve aşındırıcı kâğıt vasıtasıyla kimyasal-mekanik parlatma işlemine tabi tutulmuştur. Parlatma işleminden elde edilen yüzeyler korozyon davranışlarının belirlenebilmesi için farklı akış hızları ve pH değerlerinde test edilmiştir. Akışın yüzey pürüzlülüği üzerindeki etkisi, geliştirilen test düzeneği ile türbülanslı akış ortamında test edilmiştir. Ayrıca, potansiyodinamik analizler ile yüzeylerin elektrokimyasal davranışları da incelenmiştir. Sonuçlar, oksitleyici içeren silika bazlı karışım ile parlatılmış örneklerin korozyona karşı oksitleyici içeren aşındırıcı kağıt ile cilalanmış örneklerden daha dayanıklı olduğunu göstermiştir. Bu durum, malzeme yüzeyinde oluşan ve koruyucu bir tabaka görevi gören oksit katmanı ile açıklanabilir. Ayrıca, silika bazlı karışımda bulunan hidrojen peroksitin ıslanabilirlik, yüzey pürüzlülüğü ve sertliği üzerindeki etkileri temas açısı ölçümü, profilmetre, Taramalı Elektron Mikroskobu ve Mikro Sertlik Ölçüm Cihazı ile incelenmiştir. Son bölümde, mekanik ve kimyasal mekanik parlatma işlemi ile hazırlanan ve sol-gel yöntemi ile kaplanan örneklerin korozyon davranışları incelenmiştir. Yapılan testlerde kaplanmış olan örneklerin, kaplanmamış olanlara kıyasla asidik ortamda korozyona karşı daha dayanıklı olduğu gözlemlendi. Çalışmada statik korozyon testi sırasında yedi gün boyunca, 24 saatte bir yapılan ölçümler sonucunda korozyon hızı ilk 48 boyunca lineer olmultur. Kurulan test düzeneği ile gerçekleştirilen dinamik korozyon testi, aynı akış hızında gerçekleştirilen testlerde korozyon hızının zamanla azaldığı; ancak kritik bir hızın altında akış hızı ile korozyon hızı arasında doğrusal bir korelasyon gözlemlenmiştir. Bununla birlikte, pH değeri 4 iken kritik akış hızının üstünde dahi korozyon hızı artmıştır. Bu durum, asidik ortamın çelik malzemenin korozyonu üzerinde akış hızından daha etkili olması ile açıklanabilir. Dinamik korozyon için bu vaka dışında ki bütün diğer vakalarda korozyon hızı ve zaman arasında ters bir ilişki gözlemlenmiştir. Aynı bağıntı statik korozyon için de gözlemlenmiş ve bu durum, yapılmış diğer bilimsel çalışmalar ile paralellik göstermektedir.
Date
2020-01