Publication:
An experimental research on the effects of frost formation on different environmental conditions and surface configurations

Placeholder

Institution Authors

Research Projects

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Type

Master's thesis

Access

info:eu-repo/semantics/restrictedAccess

Publication Status

Unpublished

Journal Issue

Abstract

Frost formation on finned surfaces is observed on heat exchangers in cooling systems such as refrigerators and air conditioners. Accumulated frost on finned surfaces blocks the air flow in between fins and reduces the effective surface area and it creates an additional resistance for heat transfer. The frost accumulation on finned surfaces increases the energy consumption of a cooling system and needs to be mitigated by the design of the finned surfaces. In this experimental study, the effects of air velocity, relative air humidity, surface temperature, fin length, fin space, surface orientation and surface coating on the heat transfer performance of the finned surface have been investigated. The measurements were conducted in a horizontal wind tunnel open to atmosphere. Air at 18 °C was used over temperature controlled cold finned surfaces positioned inside the test section of the tunnel. The heat transfer rate through the finned surface was measured during the experiment using an in-house built Heat Flux Measurement System (HFMS). Experiments showed that frost accumulation on finned surfaces blocks the air penetration into fin gaps and results in a sharp drop in the heat transfer rate. It has been found that high relative humidity, high incoming air velocity, high fin length increases the heat transfer rate from the finned surface by reducing the negative impact of frosting on the heat transfer rate. Condensed water droplets occur on the surfaces since higher parameter values provides higher heat transfer rates. Condensed water droplets turn to ice with the beginning of the frost formation. High thermal conductivity of ice increases the effective thermal conductivity of frost and provides higher heat transfer rates. Narrow fin space is found to be disadvantageous under the frosting conditions. The small gap between fins is easily blocked by the frost and the effective surface area of the finned surface is heavily reduced. Fin gaps larger than 4 mm are required if the surface is to be used under frosting conditions. The effect of different fin shapes has also been studied. Knife edge shaped fins are found to be better in terms of heat transfer rate as compared to staggered and inline type fins. Regarding the orientation of the finned surface with respect to air flow, it was found that the parallel flow arrangement results in the highest heat flow rate compared to the impinging flow arrangement. This is due to the fact the finned surfaces under parallel flow arrangement is subjected to less frost accumulation. Finally, the effect of the superhydrophobic coating on the heat transfer performance of the finned surface was studied. The coated surfaces do not have a significant amount of water condensation in the vertical orientation and also in the parallel flow arrangement. On the other hand, over the uncoated surface considerable amount of water condensation was found. It could be that the water droplets could not adhere to the coated surface because of the superhydrophobic coating. The absence of the water droplets on the coated surface resulted in an earlier frost growth which resulted in an earlier blockage of the fins and an earlier drop in the heat transfer rate. Finally, the measurements have shown that hydrophobic coatings show a negative impact on the heat transfer rate of the finned surfaces under impinging flow conditions.
Buzdolapları ve klimalar gibi soğutma sistemlerinin ısı değiştiricileri üzerindeki kanatlı yüzeylerde kar oluşumu incelenmektedir. Kanatlı yüzeyler üzerinde oluşan kar kanatlar arsındaki hava akışını engeller ve efektif yüzey alanını azaltır. Bu aynı zamanda ısı transferi için ekstra direnç oluşturur. Kanatlı yüzeylerdeki kar birikimi soğutma sistemlerinin enerji tüketimini arttırdığından bunun kanatlı yüzey tasarımıyla azaltılması gerekmektedir. Bu deneysel çalışmada hava hızı, bağıl nem, yüzey sıcaklığı, kanat uzunluğu, kanat boşluğu, yüzey oryantasyonu ve yüzey kaplamasının kanatlı yüzeylerin ısı transfer performansı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Ölçümler atmosfere açık yatay bir rüzgar tünelinde yürütülmüştür. 18 °C sıcaklığındaki hava tünelinin deney bölgesinin içine yerleştirilen sıcaklık kontrollü soğuk yüzeye gönderilmiştir. Kanatlı yüzey boyunca ısı transfer hızı, deney sırasında dahili bir Isı Akışı Ölçüm Sistemi (HFMS) kullanılarak ölçülmüştür. Deneyler, kanatlı yüzeylerde kar birikmesinin kanat boşluklarına hava girişini engellediğini ve ısı transfer oranında keskin bir düşüşe neden olduğunu göstermiştir. Yüksek bağıl nem, gelen hava hızı, kanat uzunluğunun kanatlı yüzeyden ısı transfer hızını arttırdığı ve ayrıca karlanmanın ısı transfer hızı üzerindeki olumsuz etkisini sınırladığı tespit edilmiştir. Dar kanat boşluğu buzlanma koşulları altında dezavantajlı bulunmuştur. Kanatlar arasındaki küçük boşluk, kar tarafından kolayca bloke edilir ve kanatlı yüzeyin etkin yüzey alanı büyük ölçüde azalır. Eğer yüzey karlanma koşulları altında kullanılacaksa kanat boşluğunun 4 mm'den daha geniş olması gerekmektedir. Farklı kanat şekillerinin etkileri çalışılmıştır. Bıçak kenarı şekilli kanatlarında kademeli veya sıralı kanatlarla karşılaştırıldığında daha iyi ısı transfer hızı olduğu bulunmuştur. Kanatlı yüzeyin hava akışına göre oryantasyonu ile ilgili olarak, paralel akış düzenlemesinin, çarpan akış düzenlemesine kıyasla en yüksek ısı akış hızına sahip olduğu bulunmuştur. Bunun nedeni, paralel akış düzenlemesi durumunda kanatlı yüzeylerde daha az kar birikimine maruz kalması olabilir. Son olarak, süperhidrofobik kaplamanın kanatlı yüzeyin ısı transfer performansı üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kaplanmış yüzeyler, kanatlı yüzeyin dikey düzenlemesinde ve ayrıca paralel akış düzenlemesinde yüzey üzerinde önemli ölçüde su yoğuşmasına maruz kalmamıştır. Ancak kaplanmamış yüzeyde önemli miktarda su yoğuşması tespit edilmiştir. Süperhidrofobik kaplama nedeniyle su damlacıklarının kaplanmış yüzeye yapışamaması olabilir. Kaplanmış yüzey üzerinde su damlacıklarının olmaması, kanatların daha erken tıkanmasına ve ısı transfer oranında daha erken bir düşüşe neden olan daha erken bir kar büyümesine neden oldu. Bu nedenle, tüm ölçümler, hidrofobik kaplamaların, çarpan akış koşulları altında kanatlı yüzeylerin ısı transfer hızı üzerinde olumsuz bir etki gösterdiğini göstermiştir.

Date

Publisher

Description

Keywords

Citation


Page Views

0

File Download

0